Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “(Gazze’de) Çatışmanın kalıcı ve adil çözümü, 1967 sınırlarında Doğu Kudüs başkentli bağımsız, egemen ve coğrafi olarak sınırdaş bir Filistin devletinin somutlaşması aracılığıyla olur” dedi.
Yılmaz, “Birlikte Gelişmek: Sorumluluklar, Eylemler ve Çözümler” temasıyla bu yıl 7’ncisi düzenlenen “TRT World Forum 2023″ün açılışında konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Türkiye Yüzyılı, ülkemizi çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkaracak kapsamlı bir yol haritasıdır.” ifadesine atıfta bulunan Yılmaz, “Daha etkili, uluslararası bir sisteme yönelik, problem çözen, dönüştüren ve sistem inşa eden bir aktör olarak Türkiye’nin küresel rolünü pekiştirmek, bu kapsamlı yol haritasının önemli boyutudur.” diye konuştu.
Türkiye’nin küresel olarak en büyük beşinci diplomatik ağa sahip olduğunu anımsatan Yılmaz, “Türkiye Yüzyılı” vizyonunun bu ağı etkili bir şekilde kullanarak “küresel ve bölgesel problemlerin çözümlenmesini gerektirdiğini” bildirdi.
Yılmaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güçlü ve öngörülü liderliğinde çatışmaların çözümlenmesinin Türk dış politikasında “öncelik” olduğunu kaydederek “Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlangıcından bu yana ‘Savaşta kazananlar yok, barışta da kaybedenler yok.’ ifadesini vurgulayarak hem Rus hem Ukraynalı dostlarımızı masada tutmaya çabaladık.” dedi.
Ukrayna’nın “bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü” temelinde savaşın diplomatik yollarla sonlandırılması için “çabalarının sürdüğünü” aktaran Yılmaz, Karadeniz Tahıl Girişimi ile küresel gıda güvencesine Türkiye’nin katkı sağladığını söyledi.
“(Gazze’deki) Bu krize yanıt olarak en başından beri uluslararası toplumu harekete geçirdik”
Yılmaz, İsrail’in Gazze’ye saldırılarına da değinerek “Bu krize yanıt olarak en başından beri uluslararası toplumu harekete geçirdik.” dedi.
Bölgesel ve küresel ortaklarla “işbirliği ve danışma konusunda aktif duruş” sergilendiğini ifade eden Yılmaz, söz konusu çabalara İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Birleşmiş Milletler (BM) kapsamında liderlik ettiklerini belirtti.
Cevdet Yılmaz, “İİT ve Arap Birliği, Gazze’deki savaşın durdurulması ve kalıcı barışın sağlanması için uluslararası adım atılması amacıyla 11 Kasım’da 2023’te Dışişleri Bakanlarından oluşan, Dışişleri Bakanımızın da yer aldığı bir grup yetkilendirdi.” ifadesini kullandı.
Kalıcı barışın Filistinliler ve İsrailliler arasında “adil bir barış anlaşması” olmadan mümkün olmayacağını dile getiren Yılmaz, “Çatışmanın kalıcı ve adil çözümü, 1967 sınırlarında Doğu Kudüs başkentli bağımsız, egemen ve coğrafi olarak sınırdaş bir Filistin devletinin somutlaşması aracılığıyla olur.” diye konuştu.
Yılmaz, Türkiye’nin, söz konusu barış anlaşması için “garantör olmayı” önerdiğini ve bu konuda diğer ülkelerle birlikte sorumluluk almaya “hazır olduğunu” duyurduğunu anımsattı.
Bölgedeki ihtiyaç sahibi Filistinlilere değinen Yılmaz, “Çatışmada kalıcı çözümü sağlamaya çalışırken yalnızca BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisinin acil yardım çağrısına yanıt vermedik, aynı zamanda insani yardım göndermek için kendi imkanlarımızı da harekete geçirdik.” dedi.
Yılmaz, Gazze’deki hastanelerin bombalanmasının ardından bazı hastaların tedavi için Türkiye’ye getirildiğini de hatırlatarak “İhtiyaç sahibi Filistinlilere yardım etmek için hiçbir çabayı sakınmamaya devam edeceğiz. Türkiye, önümüzdeki dönemde daha adil bir küresel sistem için tüm bu çabaları sürdürecek.” ifadesini kullandı.
“Türkiye, bölgesini sahiplenerek bölgesel sorunların çözümünü desteklemektedir”
Türkiye’nin merkezi konumunun, enerji, ulaştırma ve lojistik bağlantısı açısından bölgesel işbirliğinin derinleşmesi için umut verici olanaklar sunduğunu işaret eden Yılmaz, “Türkiye, bölgesini sahiplenerek bölgesel sorunların çözümünü desteklemektedir. Bölge dışındaki bazı güçlerin, bölgesel gelişmeleri negatif yönde etkilediğini geçmişte tecrübe ettik. Sorunların çözümünü bölgedeki aktörlere bırakmak en doğrusu.” diye konuştu.
Yılmaz, Türkiye’nin bölgedeki taraflarla ikili ilişkilerini geliştirmenin yanı sıra, çok taraflı platformlara da öncülük ettiğinin altını çizerek “Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü, Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı gibi çeşitli bölgesel örgüt ve girişimlerin kurucu üyesiyiz. Türk dünyasının birlikte daha güçlü olması ve Türk işbirliğinin geliştirilmesi için Türk Devletleri Teşkilatı’nda önemli bir rol oynuyoruz.” dedi.
Türkiye’nin dış politika vizyonunun yalnızca yakın çevresiyle sınırlı olmadığını aktaran Yılmaz, “Türkiye, Balkanlar, Orta Doğu ve Kuzey Afrika, Güney Kafkasya, Güney ve Orta Asya’daki ülkelerle yakın ilişkiler sürdürmektedir.” açıklamasında bulundu.
Yılmaz, Türkiye’nin bölgesel ve küresel barış ve güvenlik bağlamında BM, NATO ve Avrupa Birliği (AB) misyonlarına her zaman aktif olarak katkıda bulunduğunu vurgulayarak “Türkiye, çeşitli bölgelerdeki NATO misyonlarına en önemli katkılarda bulunan ilk beş müttefik arasında yer almaktadır.” diye konuştu.
Türkiye’nin terörle mücadelede oynadığı önemli role de değinen Yılmaz, “Adı ister FETÖ, ister PKK/YPG, ister DEAŞ olsun, terörün tüm tezahürleriyle etkin bir şekilde mücadele ediyoruz.” ifadesini kullandı.
Yılmaz, insanlığın boğuştuğu etnik veya dini nefret, ayrımcılık, aşırıcılık, yabancı düşmanlığı, İslamofobi gibi sorunların endişe verici olduğunun altını çizerek “Bu tür yaygın tehditleri ele alırken şeffaflık, çeşitlilik, diyalog ve kapsayıcı politikalara duyulan ihtiyacı vurguluyoruz.” dedi.
Tüm küresel zorlukların çözümünün, işbirliği ve etkili çok taraflılık yoluyla ortak çabalara bağlı olduğunu kaydeden Yılmaz, “Türkiye, dayanışmaya dayalı, kapsayıcı, eşitlikçi ve etkili bir uluslararası sistemin kurulmasında ortak değerlerimizi savunmak ve ortak sorumluluklarımızı yerine getirmek için diğer ülkelerle işbirliği yapmaktadır.” değerlendirmesinde bulundu.
Yılmaz söz konusu zorlukların üstesinden gelmek için uluslararası kurumların güçlendirilmesinin önemli olduğunu vurgulayarak “BM, insanlığa hizmet etmek için küresel rolünü yerine getirmelidir.” mesajı verdi.
“Ülkemizin ekonomik istikrarına güvenin, bu yılki seçimlerin ardından güçlendiğini görmekten memnunuz”
Türkiye’nin, kalkınmayı destekleyen politika ve tedbirleriyle küresel değer zincirinin “dirençli oyuncusu” olarak kendini kanıtladığını ve pozitif olarak ayrıldığını bildiren Yılmaz, “Ülkemizin ekonomik istikrarına güvenin, bu yılki seçimlerin ardından güçlendiğini görmekten memnunuz.” diye konuştu.
Orta Vadeli Program (OVP) ve On İkinci Kalkınma Planı’nın, enflasyonun düşürülmesi, kalkınmanın desteklenmesi ve çeşitli kilit konuların ele alınması için kapsamlı stratejiyi açıkladığını kaydeden Yılmaz, söz konusu planın 2053 vizyonuyla uyumlu olduğunu ve güçlü, refah, çevre dostu ve afete dirençli bir Türkiye yolunda olduğunu dile getirdi.
Yılmaz, “Yeni planla öncelik, makroekonomik ve finansal istikrarın yanı sıra dengeli kalkınma, mevcut hesap dengesinde gelişme ve güçlü kamu finansında denge olacak. Asıl odak, özellikle olası afetlere karşı afete dirençli yaşam alanlarının oluşturulması, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal kazançlarının güçlendirilmesinde olacak.” diye konuştu.
Ekonomik politikaların kural temelli işleneceğini işaret eden Yılmaz, bu politikaların parasal, mali ve gelir politikaları arasında ahenk ve işbirliğini güçlendireceğini bildirdi.
Cevdet Yılmaz, “Türkiye Yüzyılı’nın başında, artan kabiliyeti, geniş diplomatik ağı, kurumsallaştırılmış ilişkileri ve politik kararlılığıyla Türkiye, bölgede problem çözücülük, sistem geliştiricilik ve dönüştürücü aktörlüğe uygunluğunu koruyor.” ifadesini kullandı.
Yılmaz, “Dünya parçalanmış olabilir fakat Türkiye’nin ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’e yönelik aktif bir şekilde çalışmada pozisyonu açık ve net.” dedi.