Suudi Arabistan’daki olayları herkes biliyor artık.
Tekrar tekrar anlatmaya gerek yok sanırım.
Ama Fenerbahçe Kulübü’nün dünkü açıklamasını hatırlatmalıyım.
Hem hatırlatayım, hem de bazı çevrelerin asıl niyetinin ne olduğunu aralara girerek anlatayım.
Diyor ki açıklamada;
“Süper Kupa finalinin iptaliyle oluşan gündemin daha sonra diplomasi, siyaset ve komplo teorileriyle dolu bir kavga ortamına çekilmesi bizi şaşırtmıştır. Yaşanan bu gündemin ne dış politika, ne siyaset, ne de komplo teorileriyle hiçbir ilişkisi yoktur. Kamuoyunda yanlış bir kulvarda sürdürülmeye çalışılan tartışmaların bir an önce sona ermesi en büyük arzumuzdur.”
Sona ermez. Daha da büyütecekler; göreceksiniz. Çünkü burada amaç Ali Koç’u yıpratmaktır. Bunun nedenini anlatacağım aşağıda.
Diyor ki açıklamada;
“Şunu da özellikle belirtmek istiyoruz ki; Süper Kupa final maçının organizasyonu ile ilgili yaşanan aksaklıklar, sadece iki kulübün taleplerinin kabul edilmemesinden ibaret değildir.”
Bilmiyorlar mı bunu? Bal gibi biliyorlar.
Diyor ki açıklamada;
“Ayrıca, maça çıkmama kararı iki kulüp tarafından alınmış olmasına rağmen sadece Kulübümüzü ve yöneticilerimizi hedef alarak gerçek dışı, spekülatif söylem ve mesajlar paylaşan, iftira ve yalan iddialar ortaya atanlarla ilgili hukuki adımlar atacağımızı da kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.”
Evet, iki kulübün kararı.
Peki neden o zaman hedefte Ali Koç var?
Şimdi tane tane anlatayım.
Maçın oynanmama kararı kolay alınabilecek bir karar değildi.
Ama öyle gelişmeler yaşandı ki… Eğer iki takım çıksaydı otelden ve gitseydi stada olaylar daha da büyüyecekti. Bunu ben demiyorum, oradaki şahitler anlatıyor. Çünkü Suudiler polisleri dikmişti oraya. Sahaya çıkacak futbolcuları tek tek arayacaklardı. Bu haber kulüplere de iletildi. Düşünebiliyor musunuz gitselerdi stada olabilecekleri?
Hem… Atatürk tişörtü ve pankartı ne zamandan beri suç oldu? İster Antartika’da, ister Arabistan’da. Türk takımının olduğu yerde olacak elbette.
Ama hedef öteden beri Fenerbahçe’nin duruşunu kırmak ve Ali Koç gibi vatansever, Atatürkçü, ilkelerine aslanlar gibi sahip çıkan birini yıkmak.
Şuna dikkat çekeyim.
Arabistan’da karar ilk alındığında Türkiye tek vücut olmadı mı? Hemen hemen herkes alkışlamadı mı? Fenerbahçelisi, Galatasaraylısı, Beşiktaşlısı, Trabzonsporlusu… Bütün takımların taraftarı el ele vererek takımları karşılamaya koşmadı mı?
Bu çevreler önce beklediler.
Sonra hep bir ağızdan başladılar. Yok efendim öyleymiş de şöyleymiş.
Bilen bilmeyen konuşuyor.
FIFA kuralları varmış da, protokol yapılmışmış.
Yahu bu maç Türkiye Süper Kupa maçı.
Ne karışın FIFA?
Şu örnekle anlatayım. Diyelim Türkiye’de herhangi bir stadyumda UEFA bir organizasyon yapıyor. Şampiyonlar Ligi maçı mesela. İşte o maç UEFA’nın maçıdır, kuralları onlar koyar.
Bu maç Türkiye Futbol Federasyonu’nun maçı.
Sahaya takım istediği tişörtle çıkar. İsterse atletle çıkar; kime ne?
Ali Koç’un Dursun Özbek’le birlikte oradaki duruşu alınmış en önemli karardır.
Peki neden şimdi Dursun Özbek değil de Ali Koç hedefte?
Üstüne oynadıkları oyun var. Bunu da büyük fırsat gördükleri için öyle.
Dik dur Ali Koç, sakın eğilme.
Türkiye Fenerbahçelisiyle, Galatasaraylısıyla, Beşiktaşlısıyla… Kısaca bütün Atatürkçü vatanseverleriyle arkanda.
Sakın bu oyuna gelme.
Bu işi politikaya meze etmek isteyenlere o fırsatı verme.