Doktor

Öncelikle selamlar. Bildiğiniz gibi bugünlerde neredeyse herkes hasta. Kimi görüyorsanız, sesleri yeni ergenliğe girmiş kişi gibi kalın ve boğuk. Bu hastalık tavuk hastalığı gibi durmadan yayılıyor. Bu hastalığı bende geçirdim ve ancak bir ay sonra iyileştim. Bu hastalık koronadan beter. İki yıl önce koronaya yakalandım. İlk birkaç gün ağrı sızı vardı ama sonrasında iyi oldum. Ama bu hastalık aylarca devam ediyor. Burnu ve göğsü tıkar, nefes almayı zorlaştırır, baş ağrısı hiç geçmez.

Ne yazık ki bu hastalık benden anneme de geçti. Çektiğim acılardan dolayı bu hastalığın nasıl bir şey olduğunu biliyordum. Anneme daha da kötüleşmeden doktora gitmemiz gerektiğini söyledim. Biliyorsunuz hepimiz yatak döşek hale gelmeden doktora gitmeyiz. Annem de öyle yaptı. O kadar doktora gidelim dememe rağmen griptir geçer dedi. Ta ki kötüleşene kadar. Sonunda kendisini dinlemedim ve doktora gitmek için zorladım. Her ne kadar nane limon içiyorum bunlarla iyi olurum dediyse de dinlemedim. Ve bu hastalık ot motla olacak iş değil diyip onu doktora götürdüm.

Gittiğimiz doktor alanında çok iyiydi. Ancak tavırları çok sert ve rahatsız ediciydi. Bir kez kendim için yanına gitmiştim. Bu tavırlarından dolayı muayeneyi yarıda bırakıp yanından çıkmıştım. Ama bu benim annem içindi. İyi olması için her şeye katlanmam gerekirdi. Evet sıra bize geldi ve annemle birlikte doktorun odasına girdik.

Doktor “teyzenin nesi var?” diye sordu. Doktor hanım “grip gibi belirtiler var” dedim… Daha lafımı bitirmemiştim ki kızarak dedi ki, “sen doktor musun? Teyzenin neresinin ağrıdığını, nasıl ağrısı olduğunu bana söyleyeceksin? Göğüs ağrısı mı, kötü nefes mi, burun tıkanıklığı mı? Bunları söyle”. İçimden dedim ki, “bismillah, başladık” yine. İnanın o an ona güzel bir cevap verirdim ve oradan çıkardım. Ama ne yazık ki hasta olan annemdi. Tüm söylediklerine sustum. Allah’ım sabır ver deyip dişimi sıktım. Sözlerini bitirinceye kadar susup onu dinledim. Ona nazikçe, “bende bunları anlatacaktım doktor hanım” dedim. Ama içimden geçenler bunlar değildi tabi. Böyle kızarak doktorluk mu yapılır demek isterdim. Bazı doktorların davranışlarını çok yanlış. Karşılarında hasta insanların olduğunu unutuyorlar. Zaten hastasın ve moralsizsin. Üstüne sana hakarete varan söylemler söylenmesi insanı daha kötü ediyor.

Şimdi siz devlet hastanelerinde bu tür şeylerin olduğunu söyleyebilirsiniz. Hayır hayır bizim gittiğimiz özel hastaneydi. Sadece doktor muayenesi 450 liraydı. Düşünsenize bir sürü para ödüyorsunuz ve doktorunuz size fırça atıyor. Neyse işimiz bittikten sonra bize ağır dozda ilaç verdiler. Doktor bir hafta sonra da kontrole gelmemizi söyledi. Doktorun muayenehanesinden çıkmadan önce annemin hastalığıyla ilgili bir soru sormak istedim ama söylemeye korktum.

Ondan korktuğumdan değil ha. Kendimden korkuyordum. Eğer yine ters cevap verirse bende onu terslerin diye korktum. Doktorun muayenehanesinden çıktığımızda annem dedi ki, “bu doktor neden böyle ters?” Dedim, “huyu böyle. Sen iyi ol da, iki kelimesi fazla olsun.”

Haftamız bitince tekrar doktora gittik. Sıra bize geldi ve doktor hanımın yanına gittik. Bilgisayara baktı ve annemin adını okudu. “Evet, kontrole geldik” dedim. Böyle söylediğime pişman ettirdi beni. Sinirli bir şekilde yine kızdı bana. Ve dedi ki “bilgisayara bakıyorum buradan. Kontrole geldiğinizi biliyorum herhalde”. İçimden ya sabır dedim. Ama annem dayanamadı ve ona dedi ki: “Hanımefendi, neden böyle hep kızıyorsun? Çocuk ne dedi ki?” Anneme sakin olmasını söyledim. “Sen iyi ol da bırak kızsın” dedim. Annem ona çıkışında kendisi de yumuşadı ve geveledi.

Velhasıl annemin ilaçları etkisini göstermişti ve durumu iyiydi. Bizim için en önemli şey de buydu. Çıkarken annem “bir daha ne olursa olsun bir daha beni bu aksi doktora getirmeyin” dedi. Doktorun aksiliğine gülerek hastaneden çıktık.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir